14. IICEC Konferansı: Dünya Enerji Krizi: Çözümler & Yenilenebilir Enerjinin Rolü

FORUM KONUŞMACILARI

Güler Sabancı
Güler Sabancı
Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı
Sabancı Üniversitesi
Dr. Fatih Birol
Dr. Fatih Birol
Başkan
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA)
Bora Şekip Güray
Bora Şekip Güray
Direktör
IICEC
Mehmet Doğan Üçok
Dr. Mehmet Doğan Üçok
Koordinatör
IICEC
Kıvanç Zaimler
Kıvanç Zaimler
Enerji Grup Başkanı
Sabancı Holding
Sinan Ak
Sinan Ak
CEO
Zorlu Enerji
Enis Amasyalı
Enis Amasyalı
Genel Müdür
Borusan EnBW Enerji
Ahmet Erdem
Ahmet Erdem
Ülke Başkanı
Shell Türkiye
Semra Kuran
Semra Kuran
Yönetim Kurulu Üyesi
ING Türkiye
Hakan Yıldırım
Hakan Yıldırım
CEO
Sanko Enerji

Dünyadaki enerji krizi ve buna yönelik çözümler ile Türkiye’de yenilenebilir enerjinin gelişimi, Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) tarafından Sabancı Center’da düzenlenen ‘Dünya Enerji Krizi: Çözümler & Yenilenebilir Enerjinin Rolü’ başlıklı konferansta ele alındı.


Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın, online olarak yaptığı açılış konuşmasıyla başlayan konferansta, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı ve IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol da ‘Keynote Konuşmacı’ olarak yer aldı. Konferans kapsamında, IICEC tarafından hazırlanan ve sektörde bir ilk, aynı zamanda öncü çalışma olan “Türkiye Yenı̇lenebı̇lı̇r Enerji̇ Görünümü 2022 Raporu’nun lansman sunumu da IICEC Direktörü Bora Şekip Güray tarafından yapıldı. 


Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, IICEC’in ekosistem içerisinde çalışmalarını ve etki alanını büyütüyor olduğunu görmekten çok memnun olduğunu belirterek, “IICEC, bu perspektifte, Türkiye’de öncü bir model ve merkezdir. Bu yıl da Outlook serileri kapsamında, Türkiye’nin en önemli fırsat alanlarından olan yenilenebilir enerjiye odaklı, analitik bir perspektif sunan, sektörde bir ilk ve öncü çalışmasını, sektör paydaşları ile katılımcı bir anlayışla tamamladı. Bundan sonra da Türkiye enerji ve iklim politikalarının önünü açıcı, karar vericilere ve tüm paydaşlara yol gösterici çalışmalarına devam edecek” dedi.


Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı ve IICEC Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol ise global enerji krizi nedeniyle 2023’ün çok daha zor bir yıl olacağını ve 2022’yi aratabileceğini vurgulayarak, “2022 yılı birçok insan için özellikle de Ukrayna’da yaşayanlar için son derece acı oldu. İleride 2030’da, bugüne baktığımız zaman 2022’yi sadece zor ve acı bir yıl olarak hatırlamayacağız, aynı zamanda temiz enerji teknolojilerinin tarihi bir ivme kazandığı bir yıl olarak hatırlayacağız” diye konuştu.


Konferansta Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Kıvanç Zaimler’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde ise dünyada yaşanan enerji krizi ve yenilenebilir enerji alanındaki son gelişmeler değerlendirildi. Panelde Zorlu Enerji CEO’su Sinan Ak, Borusan EnBW Enerji Genel Müdürü Enis Amasyalı, Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, ING Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Semra Kuran ve Sanko Enerji CEO’su Hakan Yıldırım konuşmacı olarak yer aldı.


Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Kıvanç Zaimler:
“IICEC raporu, analitik bir perspektifle hazırlandı. Günümüzde bir yandan enerji dönüşümü gündemi hızla ilerlerken, diğer yandan da Rusya- Ukrayna Savaşı, Avrupa'daki enerji güvenliği tartışmaları ve enerjide rekor fiyatlar yaşanıyor. Krizler, aynı zamanda fırsatları da beraberinde getiriyor. Hatta dünya savaşlarında, dünyanın en büyük inovasyonları, yenilikleri ortaya çıkıyor. Rusya- Ukrayna Savaşı’nın oluşturduğu ortam da temiz ve güvenilir enerji alanındaki gelişime çok önemli katkılar yaptı. Temiz ve güvenilir enerji teknolojilerinini ekonomisinin de rekabetle oluşacak fayda ile makul seviyelere gelebileceğini ümit ediyorum.”


Zorlu Enerji CEO’su Sinan Ak:
“Enerjide yaşanan krizin önüne geçmek için değişim ve dönüşümün bir günde olamayacağı aşikar. Yenilenebilir enerji tesislerinin kurulması, batarya ve depolama sistemleri için gerekli olan sürdürülebilir madenciliğin yapılabilmesi ve tesislerin kurulması için uzun zamana ihtiyaç var. Enerji alanında Türk yatırımcısına baktığımızda, yatırımcı son derece pozitif ve istekli. Ancak görüyoruz ki Avrupa’da yatırım yapmak Ortadoğu ile karşılaştırıldığında daha maliyetli ve rekabet daha zor. Biz de Avrupa’daki şarj istasyonu yatırımlarımızda bunu görüyoruz. Türk yatırımcıların ülkemizdeki yatırımların yanı sıra yenilenebilir enerji alanındaki fırsatlar ve teşvikler nedeni ile rotasını Ortadoğu, Hindistan ve Amerika’ya çevirmesi gerektiğini düşünüyorum. Ülkemizde keşfi yapılan Karadeniz gazına da çok önem veriyorum. Bahsedilen seviyelere ulaştığında Türkiye’nin her anlamda avantaj yakalayacağını düşünüyorum.” 


Borusan EnBW Enerji Genel Müdürü Enis Amasyalı:
"Bugün iklim krizi ve enerji krizinin ortasında büyük bir enerji dönüşümüne, yeni bir enerji ekonomisinin doğuşuna tanıklık ediyoruz. Geçmişte biyoyakıtlardan, kömüre oradan petrole doğru, yakıtların kullanımının birbirine eklenmesiyle enerji dönüşümü döngüleri büyük çalkantıları ile birlikte yaşandı. İklim krizi ise, tüm dünyayı bazı kaynakları denklemden çıkarması gereken bir sürece soktu. İklim ve enerji krizleri birbirine bağlı ve biz de ikisine hızlıca cevap vermek zorundayız. Bugün verilecek doğru yatırım kararları; temiz ve güvenli, maliyeti tüketiciler tarafından karşılanabilir bir enerji geleceği için tarihi dönüm noktası niteliğinde. Bu dönüm noktasında da enerji krizinin ortasında alınan kararların temiz enerji dönüşümünü çok büyük ölçüde hızlandırdığını görüyoruz.”


Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem:
“Öngörülebilir ve verimli enerji piyasası gelişimini kritik buluyorum. 2022’de savaş ve yaşanan insanlık dramı, enerji güvenliği riskleri, iklim değişikliği endişeleri, hızla yükselen enerji fiyatları, küresel enflasyon ve resesyon beklentisi gündemdeydi. Bu şartlar altında enerji dönüşümü devam edecek, hatta yenilenebilir ile sıfır ve düşük karbonlu enerji yatırımları hızlanarak artacak. Dünyada enerji sistemleri değişirken, Shell de öncü bir rol oynuyor.  Shell olarak, hedefimiz 2050’ye kadar net sıfır emisyonlu bir enerji işletmesi olmak. Bugün dünyanın en büyük biyoyakıt üreticilerinden biriyiz ve hidrojen üretimi için küresel elektrolizör kapasitesinin %10'una sahibiz.  2030’a kadar yılda yaklaşık 560 Teravat saat elektrik satmayı hedefliyoruz. 2020’de yaklaşık 60.000 olan elektrikli araç şarj ağımızı, 2021'in sonunda yaklaşık 90.000’e çıkardık. 2025'e kadar 500.000'in üzerine ve 2030'a kadar 2,5 milyona çıkarmayı hedefliyoruz.” 


ING Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Semra Kuran:
“Bugün karşı karşıya olduğumuz küresel sorunların çözümünde enerji kritik bir role sahip. Net sıfır bir dünya için yapılan yatırımların yüzde 50’den fazla artması beklenen bu dönemde, yenilenebilir enerji yatırımları en büyük payı alacak. Bu doğrultuda finans kurumlarının, bu yatırımların sürdürülebilirlik odağında gerçekleşmesini sağlamak üzere yeşil finansman araçları geliştirmeleri, müşterilerine danışmanlık sunmaları ve gerekli çerçeveleri ve standartları oluşturmaları stratejik bir önem taşıyor. 1990’lardan bu yana sürdürülebilirlik hareketine öncülük eden bir kurum olan ING olarak, bu alanda yenilikçi çözümlerle 2050 yılı net sıfır hedeflerimize doğru ilerliyoruz. Bir yandan kendi operasyonlarımızdan kaynaklı etkileri minimize ederken, bir yandan da müşterilerimiz ve iş ortaklarımızın sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarında rol oynayan ürün, hizmet, çözüm ve standartlar geliştiriyoruz. Aynı zamanda içinde bulunduğumuz toplumların bu alanda farkındalık kazanmalarına önem veriyoruz. Bu kapsamda ulusal ve uluslararası platformlarla yaptığımız iş birlikleri ve üyeliklerle çalışmalarımıza güç katıyoruz. Bunun bir yansıması olarak, IICEC ile gerçekleştirdiğimiz iş birliğinin hem kendi iklim eylemi çalışmalarımızı güçlendirmesi hem de toplumsal, ekonomik ve çevresel dönüşüme hizmet etmesi nedeniyle çok kıymetli buluyoruz.” 


Sanko Enerji CEO’su Hakan Yıldırım:
“Türkiye olarak, yenilenebilir enerji teknolojilerinde nasıl bir yol haritası izlememiz gerektiğine odaklanmamız gerekiyor. Bugün ülkemizde enerji sektörünü hem heyecanlandıran hem de düşündüren çok önemli konular var. Sektörün en büyük kaygısı şüphesiz belirsizliktir. Buna karşın heyecanlandıran konular da yok değil. Heyecanlandıran konuların başında ise, özellikle Rusya-Ukrayna savaşı sonrası, yenilenebilir enerjinin stratejik öneminin bir daha asla unutulamayacak şekilde anlaşılması geliyor. Dolayısıyla teknolojinin verimliliğinin arttığı, maliyetinin düştüğü süreçleri yaşayacağımız bir gerçek. Başta güneş enerjisi olmak üzere elektrikli depolama ve hidrojen alanlarında yaşanacak gelişmeler, sektör genelinde büyük heyecan uyandırıyor.” 


Konferansta IICEC tarafından hazırlanan ve sektörde bir ilk olan “Türkiye Yenı̇lenebı̇lı̇r Enerji̇ Görünümü 2022 Raporu”nun lansman sunumu ise, IICEC Direktörü Bora Şekip Güray tarafından yapıldı. Hazırladıkları çalışmada, tüm paydaşlara yenilenebilir enerjide daha güçlü 7 somut öneri sunduklarının altını çizen Bora Şekip Güray, şöyle devam etti:


“IICEC, ‘Türkiye Yenilenebilir Enerji Görünümü’ çalışmasına göre, 2050 yılına kadar, Türkiye elektrik üretiminde yenilenebilir enerji  oransal katkısı iki kat, toplam enerji sisteminde ise yenilenebilir enerji katkısı dört katın üzerinde artış gösterebiliyor. 2050 yılında Yüksek Senaryo’da elektrik üretiminin %90’a yakını yenilenebilir enerjiden karşılanabiliyor.  En hızlı büyüme güneş ve rüzgarda gerçekleşirken, bu iki kaynağın elektrik üretimine katkısı oransal olarak dört kat artışla 2050 yılında üçte ikiye ulaşıyor. IICEC analizlerinde, fosil yakıt ağırlığı büyük oranda azalırken, bu gelişim Türkiye enerji ekonomisine ve çevresel performansına kritik kazanımlar sunuyor.


Özellikle yenilenebilir enerji odaklı ve verimli bir elektrik sistemi için yapılacak yatırımlar, Türkiye'nin fosil yakıt ithalatını ve emisyon envanterini büyük oranda azaltacaktır. Bu da daha güvenli ve temiz enerji geleceğinin en önemli destekçisi olacaktır. Bir birim elektrik yatırım artışı ithal fosil yakıt ve emisyon maliyetlerinde on birim tasarruf yaratacaktır. Yenilenebilir enerjide verimli ve güçlü büyümeyi desteklemek üzere; piyasa gelişiminde, yatırım ortamında, finansmanda, şebekelerde, teknolojik gelişimde ve stratejik hedeflerde gelişim kritik olacaktır. IICEC, ‘Türkiye Yenilenebilir Enerji Görünümü’; Türkiye’nin yenilenebilir enerjide ve ilgili teknolojilerde, enerji güvenliği, temiz enerji dönüşümü, rekabetçi ve teknoloji-odaklı sanayi gelişimi için çok boyutlu fırsatlar sunan, yüksek büyüme potansiyelinin değerlendirilmesi için insan kaynağı gelişimi odağı da dahil tüm paydaşlara 7 somut öneri sunuyor:

7 Somut Öneri:

  1. 2050 yılında 250 GW’nin üzerinde toplam yenilenebilir enerji kurulu gücü ile yüzde 85’in üzerinde yenilenebilir elektrik üretim payına, nihai enerji talebinde yüzde 50 toplam yenilenebilir payına ulaşılmasını ve buna yönelik yol haritalarının kaynakları, teknolojiler ve sektörler bazında belirlenmesi.
  2. Verimli, derinlikli, maliyetleri yansıtan, öngörülebilir bir elektrik piyasası işleyişi için sürdürülebilir yatırım ve finansman modellerinin geliştirilmesi, böylelikle proje stoğunda güçlü büyümenin sağlanması.
  3. Elektrik sisteminin omurgasını oluşturan şebekelerin kapasitesinin ve esnekliğinin, uzun vadeli dinamik planlama ile desteklenen teknoloji odaklı yatırımlar ile güçlendirilmesi.
  4. Rüzgar ve güneş teknolojisinde gelişimin, tedarik zincirlerinin sürdürülebilirliğini, Türkiye’nin bölgesel temiz enerji teknolojileri üretim üssü olmasını destekleyecek şekilde sürdürülmesi; enerji depolama ve yeşil hidrojen üretimi teknolojilerinde gelişmelerin hayata geçirilmesi.
  5. Binalarda, sanayide, ulaşımda ve diğer enerji tüketicisi sektörlerde temiz elektrifikasyona ek olarak, doğrudan yenilenebilir enerji katkısının da en az üç kat artırılmasını temin ederek, enerji güvenliği ve temiz enerji dönüşümünün desteklenmesi.
  6. Değer zincirinde enerji verimliliği potansiyelinden ve dijitalleşme çözümlerinden faydalanarak, yenilenebilir enerji ekosistemlerindeki büyümenin yüksek katma değerli fırsatlara dönüştürülmesi.
  7. Yenilenebilir enerjide güçlü ve sürdürülebilir büyümeyi ve rekabetçiliği destekleyecek, nitelikli insan kaynağının ve girişimcilik ekosistemlerinin geliştirilmesi.